İp Man


Şu izlediklerim kategorisine ilk yazımı çok güzel bir filmi tanıtarak başlıyorum. Aslında her gün film izlemeye özen gösteren birisiyim ancak nedense seyrettiğim filmleri biraz zor beğenirim. Bugün de ne izlesem arayışları içerisindeydim ki bir arkadaşım İp Man filmini izlememi önerdi. Aslında afişe bakınca pek de beğendiğim söylenemez ama yine de izleyeyim ne kaybederim, en fazla bir kötü film daha izlemiş olurum diye düşündüm ve açtım sitemi (bu arada film izleme sitem olduğunu öğrenmiş oldunuz :P).

Dövüş filmlerini her zaman sevmişimdir ama bu film biraz daha farklı. Sadece basit bir dövüş filmi olarak nitelendirirsek yapımcılara büyük hakaret etmiş oluruz. Özellikle vermek istediği mesaja hayran kaldım. İlk önce İp Man‘i izledim. Çok beğenince ikincisine geçtim. Zaten saatin 6 olduğunu düşünürsek 2 film izlemiş olmam pek anormal bir durum olarak karşılanmamalı.

<— Buradan Sonra Film Hakkında Spoiler Vardır —>

İlk önce şunu söylemeliyim ki ilk film kesinlikle daha güzeldi. Film 7 Temmuz 1937’de başlayan Çin – Japon savaşında geçiyor. Elbette İp Man tek başına Polat’lık yapıp Çin’i kurtarmıyor ama gösterdiği cesaret ve direnç sayesinde halkına savaşı kazanma arzusunu ve inancını aşılıyor. Özellikle Japon dövüş sanatı ustası generali yenmesi ve haksız bir şekilde vurulması halkını haksızlığa karşı cesaretlendiriyor.

Film hakkında bu kadar bilgi yeterli diye düşünüyorum. İzlemeyenler varsa onlara haksızlık olmasın. Kafamı karıştıran bir diğer konu ustanın adının İp Man mi yoksa Yip Man mi olduğu. İlk filmde İp Man, ikinci filmde ve Vikipedia’da ise Yip Man olarak geçiyor. Sanırım Çince’nin Tükrçeye olan uzaklığından dolayı böyle bir anlam kargaşası çıkmış. Zaten Motun’a da Mete diyen yine çinliler değil mi?

Filmden sonra Kung – Fu ve Çin felsefesine ilgi duymaya başladım. Bu ilgi saman alevi gibi sönmezse bu felsefeyi araştırmayı düşünüyorum. Zaten Hintlerin ve Çinlilerin mistik havası ben de her zaman bir merak konusu uyandırmıştır.

Unutmadan söylemeliyim ki İp Man Bruce Lee gibi bir dövüşçünün ustalığını yapmıştır. Zaten boşuna Çin’in gelmiş geçmiş en büyük ustası değil. Ayrıca Kung Fu’nun da çeşitli teknikleri varmış onu da öğrenmiş olduk. Özellikle savunma ve hücumun aynı anda yapılması, çok büyük bir vücut yapısı gerektirmemesi Kung Fu’yu benim açımdan ilgi çekici bir spor haline getirdi. Bir de ustalardaki hoşgörü ve spor felsefesi de ilginç.

Neyse yazıyı fazla uzatmayayım sonra uzun görünce okumaktan korkuyoruz. 🙂

Sonuç olarak;

eğer izleme imkanınız varsa İp Man filmini özellikle ilk filmi mutlaka izleyin. Hayırlı sabahlar…


“İp Man” için 4 yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir