Bir Seçim Daha Biterken


Siyaset mi? Hiç sevmem, ne sohbetinden ne de fiiliyatından zevk alırım. Tarafı olduğum herhangi bir ideoloji veya parti olduğu da söylenemez. Ha sevmediğim veya biraz da olsa sempati duyduğum siyasi kişiler ve akımlar olabilir, sonuçta insanlar olarak duygusal yaratılmışız ve ister istemez gördüklerimizden, duyduklarımızdan etkileniyoruz neyse efendim bu bambaşka bir konu.

Kendimi tam bir muhalif olarak yetiştirmeye çalışıyorum, baştaki 100 birim işten 98ini doğru yapsın benim işim doğru yapmadığı 2 birim işi eleştirmek olacaktır. AKP, CHP, MHP, BDP, SP hiç fark etmez. Birinin doğru yaptığı iş yanlışlarını meşrulaştırmaz ve “iyi” sonu olan bir kavram değildir. Her zaman daha iyisi vardır. Muhalif olmaktan ve eleştirmekten zevk alırım, bununla birlikte bana katkısı olacak eleştiriler almaktan duyduğım zevk de ilkiyle başa baştır.

Herhangi bir partiye karşı derin bağlar taşımadığım için seçimleri daha çok çevremi gözlemlemek amacıyla takip ederim. Koca koca insanların çocuklar gibi birbirine laf sokmaları, çıkar ilişkisi içerisinde belirli şeylerin peşinden koşmalar, oy için neredeyse seçmenin önünde namaz kılacak adaylar… Gerçekten eğlendirici tablolar. Daha eğlendirici ve komik olansa her dönem aynı senaryo oynanmasına rağmen, filmi bıkmadan izleyen ve heyecanla sonunu bekleyen seyirci.

Demokrasi bizim için çok yeni bir kavram daha 100 yıllık bir tarihi bile yok. Dolayısıyla toplum olarak hazır değiliz. Ne demokrasinin kendisine ne de diline. “Saygı duyma” fiiline ne yazık ki oldukça yabancıyız. Birinin benim gibi düşünmeme özgürlüğü olacağı fikrine katlanamıyoruz. “Tek doğru vardır o da benimkidir” anlayışıyla siyasete yaklaştığımız zaman günümüz demokrasi tablosu ortaya çıkıyor ki çok da parlak olduğu söylenemez.

Iğdırlı olduğumu birçok kez dile getirmişimdir. Iğdır siyasi olarak o kadar karışık bir yer ki ilk iki partiden birinin MHP diğerinin BDP olduğunu söylemem karmaşıklığı açıklamak için yeterli olur. 1999-2009 arası belediye başkanı MHP’dendi. 2009 ve 2014 seçimlerinde BDP aldı başkanlığı. İki birbirine zıt zihniyet Iğdır için ortak çalıştılar ve koca bir hiç ortaya koydular. Çünkü rahatlar, bu il için canla başla çalışsalar da ideolojilerinden dolayı o oy oranını alacaklar, hiçbir şey yapmasalar da aynı oyu alacaklar. Seçim çalışmalarının alevlendiği sıralar Iğdır’a gitme fırsatı yakaladım ve ne yazık ki iki güçlü aday tarafından ortaya konan projelerin ne kadar vizyonsuz olduğu görünce içim acıdı. O an seçim benim için kaybedilmişti zaten. İki adayda da il için herhangi bir misyon yoktu.

Demokrasi bize yabancı dedim ya işte en somut örneği. En kaba tabiriyle halkın kendi kendini yönetmesi olan tabir biz de taraftarı olduğumuz adamın başa gelmesi gibi bir hal alıyor. Şimdi hizmete oy verin tarzı bir söylemde bulunacağım ama oyları AKP’ye atın anlamı çıkacağı için çekiniyorum. Hizmet olması için illa iktidar parti olması gerekmez. Önümüzde Büyükerşen ve Eskişehir örneği var. Her gittiğimde şehre bir kez daha aşık oluyorum. Bu noktada hafsalamın almadığı nokta niye Büyükerşen gibi adamlar yerine, particilik namına herhangi bir idari görüşü olmayan kimseler tarafından yönetiliyoruz?

Seçim bitti ama yaralayıcı dili hala kalpleri acıtmaya devam ediyor. Üstelik siyasi otoriteler keyiflerine bakarken bu oklayıcı söylemler tabandaki dostlukları bitiriyor.

AKP

Hala diğer kesim seçmenini dinsiz olarak etiketlemeye devam edip, kendilerine atılmayan her oyu vatana birer ihanet olarak görüyor. Atılmayan her oy zalimlerle birleşip mazluma zulüm etmek anlamına geliyor.

CHP

Hala Kaf Dağı’nın üstündeler. Kendi seçmenleri bilinçli ve aydın kesim, geri kalan herkes cahil, cühela. Akp’nin dini sahiplendiği gibi Chp de Atatürk’ü sahiplenmiş durumda ki iki tarafta büyük yanılgı içerisinde.

MHP

Vatan elden gidiyor naralarıyla ortalığı yıkmaya devam ediyorlar, oysa elden giden bir vatan yok. Anadolu kapıları bize öyle bir açılmış ki dağdan gelip bağdakini iyi kovmuşuz. Buradan bir daha bizi kimse çıkaramaz. Bu arada Anadolu kapıları nedir abi ya? İlkokulda dersleri böyle anlatıyorsunuz sonra garibim ilkokul öğrencisi gidip Malazgirt’te kapı arıyor, acaba nasıldır, büyük müdür diye düşünüyor. Sevgili ilkokul hocaları o çocuklar daha somut işlem döneminde söylediğiniz her şeyi gerçekmiş gibi algılıyor. Yapmayın etmeyin! Bu arada bunun da MHP ile ne ilgisi varsa, biri de çıkıp uyarmıyor.

BDP

Kardeşlik gibi güzel bir söylemi olmasına rağmen hala Kürtlerin ezildiği tezi üzerine siyaset yapmaya çalışıyorlar ki oldukça demode bir savunma oldu bu. İşim gereği hem orduda hem de Milli Eğitim’de bulundum, daha etnik kimliği nedeniyle ezilen bir Kürt dahi görmedim.

Son Olarak Seçim Harcamaları

İçim yanıyor, gerçekten duyduğum üzüntüyü 29 harf ve 13 liralık Everest klavyeyle anlatmam imkansız (bu arada mac almak için 5000 lira verecek sponsora ihtiyacım var). Hiçbir işe yaramayan seçim arabaları, broşürleri, bayrakları ve bilimum ıvır zıvır için milyonlarca lira harcanıyor ve tüm bunlar benim cebimden çıkıyor.

“Aaaa Akp’nin seçim arabası çok dolaşıyor oyum ona”

“Chp’nin reklamı çok şıkmış, seni seçtim Pikachu pardon CHP”

“Mhp’nin afişi de amma bolmuş, oylar MHP’ye”

“Bdp’nin sarı, kırmızı, yeşil tonu yine mükemmel bir uyum oluşturmuş, oyumu verebilirim”

deyip de oy veren kimseye rastlamadım. Cüzzi bir tanıtım çalışmasına eyvallah ama diğer türlüsü vatana ihanetten başka bir şey değildir.

 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir