Yazıma giriş yapmadan önce beni lise döneminde yönlendiren çok değerli büyüklerimi saygıyla(?) anmak istiyorum.
Lise döneminde en sık duyduğum yalanlar:
– Lan olum sık biraz dişini kazan şu üniversiteyi sonra zaten kebap.
– 4 yıllık bir yere kendini attın mı hayatın garanti.
– Lisede çalış ünide çalsın sazlar oynasın kızlar.
Tabi bunların yalan olduğunu öğrenmek için tecrübe etmek gerekiyormuş. Neyse efendim saygıdeğer büyüklerimizi andıktan sonra geçelim bu üniversite aşamalarının nasıl geliştiğine.
İlk sene
Her şey laylaylom “okuyom ben ya”. Büyük adam da olacağım işim de hazır. Tek derdim şiir yazamamak o derece yani. Ders programı biraz yoğun ama dersler de o kadar zor değil hani. Bol bol yatış. Genellikle herkesin tökezlediği ilk sene olur benim ise en başarılı yılımdı. Not ortalamam 4 üzerinden 3,65 gibi bir şeydi o kadar yani. Halk literatüründe bu ineklik olarak adlandırılıyor ama inek de değildim hani. O başarımın sırrını hala çözebilmiş değilim. Sanırım edebiyatı sevmem ve edebiyatçı olma hayallerim etkiliydi.
Neyse bu senenin sonuna doğru yurt hayatı sıkmaya başlar ve sene sonunda arkadaşlarla eve çıkılır. Bunda anlatılan öğrenci evi modeli de etkiliydi.
İkinci Sene
Ya ağa bu Edebiyat bana göre değilmiş ya. Bir de malum öğrencilik halleri para sıkıntısı var. Ne yapsak ne yapsak diye düşünürken bir anda bir şeyler çaktı. Abi ben bir ara siteler kuruyordum html falan filan vardı. Blogcu vardı derken net işlerine açılayım dedim. İlk profesyonel anlamda sitemi kurdum yazikolik. Tabi bu arada araştıra araştıra phpyi de öğrenmişim (ne çabuk lan diye bir atlama yapmayın temelimiz vardı liseden). Hem siteden 3-5 bir şeyler gelirken hem de kodlama yapmaya başladım.
Bu arada edebiyat kimin uğrunda gelsin paralar düşsün agnolar. Birkaç ev değiştirme ve edebiyat adına kötü geçen senenin ardından kendimi 3 senede buldum.
Üçüncü Sene
Bu sene ders adına da çok yoğundu kodlama adına da. Bir anda formasyon denen bir cisimle karşılaştık. Bu bizim gibi Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin öğretmenlik yapmasına yarıyormuş. Tabiî böyle bir şey beklemediğimiz için acayip sevindirik de olduk. Dersler de sıkı ama İlyas’ın umrunda mı netten para geliyor, İlyas edebiyatı sevmiyor, dersler zaten zor.
Kodlamayla, avarelikle uğraşırken senenin sonu geldi. Bu sene en önemli şeylerden biri sanırım liseden beri çıktığım, çok sevdiğim(?) kızdan ayrılmam oldu. Bırakıp gitti işin açığı çok üzülmüştüm. Neyse geliyoruz en kritik aşamaya:
Son Sene İlk Dönem
– İlyas naber ya başladın mı Kps sınavına çalışmaya?
– Başlarız ya acelemiz ne daha bir yıl var.
Evet tüm dönem bu konuşmayla ve benim para hırsımla geçtim (ha para kazanmadım mı kazandım ama neyse).
Son Sene İkinci Dönem
Ve geldik zurnanın zırt dediği yere. Dönüp arkama baktığımda 3 tane alttan ders görüyorum ki bunun birisi 4. sınıfın ilk dönemine ait. Ayrıca arkadaşlarım Kpss konularını bitirip soru çözmeye başlamış ben hala başlayacağım dalgasındayım. Yaklaşık bir hafta önce bu kafaya dank durumu gerçekleşti. Ufak bir planlama yapınca hem dersleri kurtarıp hem de Kps sınavı için hazırlanacak zaman var diye düşünüyorum.
Net ve para hırsına biraz ara verdim. Belki internet üzerine yoğunlaşırsam geleceğim daha rahat olur ve daha büyük paralar kazanabilirim. Çünkü gelecek artık internette bunu bilmek için kahin olmaya da gerek yok 6 yaşındaki yeğenim bile bunun farkında ama ben tipik Türk düşüncesiyle devam ediyorum. Sabit bir maaşım Allah kerim.
Bir de öğretmenlik gibi rahat bir mesleğe atanırsam netle de uğraşacak zamanı hayli hayli bulurum diye düşünüyorum. Yılın 6 ayı tatil zaten. :)
Çok gevezelik ettim sanırım. Bunları niye yazdım? Maksat artık derslere çalışıyorum ve nette eskisi kadar aktif olamayacağım demek ama nedense yazmaya başlayınca kendimi tutamıyorum.
Buraya kadar okuma sabrı gösterdiyseniz helal olsun diyor ve dualarınızı istiyorum…
Son 5 Yorum