-
Ölü Zaman Meczubu
Suyu bayatlamıştı Bir parça kömürün çektiği son çizgiler Emelsiz bir hayatın yırtıkları gibi eğretileşmiş Ecelin acziyetiyle ihtişamı arasında kalmış bir kürek mahkumu Gökyüzünün mavisi ile karası Önüyle arkası gibi sıradanlaşmış Düşünüyordu belki Bir trajedi kaç perdedir Ve neden hep asillerin ölümü deprem yaratırdı Gündüz müydü yoksa gece Kaç karanlık zihnin dehlizinde Maşuklar son voltalarını atmıştı…
-
Eylemler ve Güller
Güldü Yaşama sevincini katarak Gözlerinin nuruna Düşündürdü Mesafeler ölçülür şeydir Bir yoldan bir yola kaç metredir Peki ilahinin nişanesi bir benden bir bene menzil Bir ömür yeter mi Kuytusunda yatmaya Baktı Kanunsuz mülteciler gibi Kaçak, kaçamak Saklısında zihninin Mahkum bir anarşik İçti Çayından bir yudum Yerçekimine inat Yazılmış tüm doğrulara lanet Newton’a küfretmiyordu belki Ama…
-
Kirli Bir Adamım Ben
Kirli bir adamım ben, pis Son pembesini yeşertmiş bir zakkum Son yaprağının ahengini izleyen bir çınar kadar kötü Son lokmayı ham yapmamış çocuk kadar Maviliklere kulaç atmayan son yaren gibi Kötüyüm Hayalsiz Son nikbinlik tohumunu ağulamış Son çayı soğutmuş Giderken elveda dememiş Kursağındaki yemi yavruları yerine Metresine sunmuş kuş kadar acımasız Titreyen mumun isli hayalinde…