Malumunuz Milli Eğitim‘in tablet pc projesini duymayan kalmadı. Olay aslında Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim vaatlerinden biriydi ki AKP seçim vaatleri konusunda oldukça titiz, her verdikleri sözü tutmaya çalışıyorlar (öğretmen atamaları dışında). Seçim bitti, bakanlar belli oldu ve Ömer Dinçer’in ilk işi bu tablet pc oldu. Sanırım kendisi tablet bakan olarak anılmaya aday.
Neyse efendim gelelim bu tablet pcnin detaylarına. Hemen hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiyemizden ortak bir ses çıkmıyor. Bir kesim (özellikle iktidara yakın olanlar) heyecan verici bulurken diğer kesim (özellikle muhalefete yakın olanlar) saçma buluyor. Ne iktidara yakınım ne de muhalefete. Siyaseti severim ama herhangi bir yere bağlı kalmam. Bir gün iktidarı alkışlarken diğer gün muhalefeti de alkışlıyor olabilirim neyse 19 bilinmeyenli denkleme dönmeden konumuza geçelim.
Bu proje sadece birkaç yıl uygulanabilecek ve sonu büyük para kayıpları ve büyük hüsranla bitecek bir projedir. Yandaşlara para yedirme projesi olarak adlandıranlar var ama o kadar insafsız değilim ben.
Neden Proje Başarısız Olacak?
Düşünebiliyor musunuz her öğrenciye pc verildiğini? Sonuçta bu verilen zımbırtı elektronik bir şey ve sorun çıkarması muhtemel bir alet. Öğrenciye zimmetlesen bir dert hibe etsen ayrı bir dert. Zimmetledin ve pc bozuldu ne olacak? Aileyi icraya mı vereceksin? Onu bozan çocuğun halini düşünemiyorum. Ölümüne dayak. Gerçekçi olalım Anadolu’da çocuklar hala bir güzel dövülür ve veliler İstanbul’un, Ankara’nın kokoşlarına benzemez.
Daha parası olmadığı için okul müdürünün üniforma aldığı binlerce öğrenci var. Bunların bilgisayarının bozulması demek eğitim hayatlarının bitmesi demek. Kaldı ki yaşadığım şehirde öyle mahalleler var ki oradaki çocukların elinde bilgisayar olduğunu hayal bile edemiyorum. Herhalde kanallarda yüzmek için simit yaparlar veya kavgaya götürürler.
O kadar cahil olmadıkları ve bilgisayarla eğitimin başarılı olabileceğini düşünelim ki (varsayım bile yanlış ama neyse). Bir tabletin şarjı en fazla 2 – 3 saat gider. 6 – 7 saatlik bir eğitimde onun şarjını nasıl sağlayacaksın? Daha kaloriferi bile olmayan okullarda her sıraya priz mi konacak? Zamanla ömrünü tamamlayan parçaların tamirini (batarya gibi) kim üstlenecek? Nereden baksan iki ucu boklu değnek.
Öncelikler?
Biliyorsunuz ki her şey hiyerarşik bir düzen izler. En öncelikli olandan en sona doğru gidersiniz. Şimdi bizim önceliğimiz her öğrencide pc mi yoksa öğretmen ataması mı? Okulların ısınması mı yoksa tablet mi? İhtiyaçlar o kadar ki biz düşmüşüz mor dağların türküsünün peşine. Mor dağları bırakın da önce oraya giden yolu asfalt yapalım. Bu konuda İsmail Koncuk’un güzel bir saptaması var. Diyor ki daha teknoloji devi Japonya’da bile böyle bir sistem yok (dünyanın hiçbir yerinde tam olarak yok zaten) biz neden illa getirelim diyoruz.
Tablet Olursa Öğretmene İhtiyaç Yok Zırvası
Geçen bir gazeteci yazmış. O kadar önemsiz biri ki adı bile aklımda değil. Neymiş efendim devir teknoloji devri her şey Google’da varmış. Bre süpersonic zeki! Google’da olmayan bir şey yok ki. O zaman üniversiteleri de kapatalım, bütün kurslar iptal. Google üzerinden doktor da oluruz belki. Önerim biraz Eğitim Psikolojisi ve Felsefesi okusun. Tablet dağıtılsa bile o tableti öğrenciye anlatacak, kullanmayı öğretecek bir öğretmene ihtiyaç var. Annemizin karnından “Google’da search yapa yapa doğmadık ki!”.
3 Yorum