Kategori: Kıskanılacak Şiirler Antolojisi

  • Masa da Masaymış ha

    Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kaseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Adam masaya Aklında olup bitenleri koydu Ne yapmak istiyordu hayatta İşte onu koydu Kimi seviyordu kimi sevmiyordu Adam masaya onları da koydu Üç kere üç dokuz ederdi Adam koydu…

  • Hasan’a Mektup

    Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla, Aha bu mektubu alınca Hasan. Manalar iplikten incedir amma, Kelimeler biraz kalınca Hasan. Gene ağzımızı açmıyor bıçak, Huzur size ömür….. Dert salkım saçak. Oyuna kalkıyor yüzlerce köçek, Batıdan bir hava çalınca Hasan. Kök saldı bahçede ayrık otları, Yemler pay edildi, sattık atları. Biz kovalım derken baştan bitleri, Sülükler…

  • Ziller Çalacak

    Zil çalacak… Sizler derslere gireceksiniz bir bir. Zil çalacak, ziller çalacak benimçin, Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden; Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese… Ama ben, ben artık gidemeyeceğim. Zil çalacak… Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir. Zil çalacak, ziller çalacak benimçin, Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün; Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan… Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.…

  • Bir Gemi Yelken Açtı

    Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine, Civarından çığlıkla yorgun martılar kaçtı Rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine; Hayâl iklimlerine bir gemi yelken açtı. Beyaz yelkenlerinde ölgün bir kızıllığın Titrek son akisleri dalgalandı belirsiz; Toplanırken göklerde bulutlar yığın yığın Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz. Ufuklarda solarken altın şafak gülleri Yabancı âlemlerden sâadetler, emeller, İhtiraslar bekliyen kimsesiz gönülleri Gizlice…

  • Müjgân Müjgân Üstüne

    Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne Urma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne Rîze-i elmâs eker her açtığı zahma o şûh Lûtfu var olsun eder ihsân ihsân üstüne Dilde gam var şimdilik lûtfeyle gelme ey sürûr Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne Yârdan mehcûr iken düşdük diyâr-ı gurbete Dehr gösterdi yine hicrân hicrân üstüne Hem mey…

  • Bülbül

    Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım; Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım. Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı, Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı. Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hılkat kesilmiş lâl… Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl Muhîtin hâli ‘insâniyyet’in timsâlidir, sandım; Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar,…

  • Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

    IV Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim…

  • Anlatamıyorum

    Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. Orhan VELİ

  • Sakarya Türküsü

    İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!…

  • Beklenen

    Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl Kısakürek