Kategori: Şiirlerim

  • Düşler ve Çüşler

    Hep daha iyisine layıktım Her iyide bir sonrakine Çok iyiydim çooook Sanırım hurilere layıktım Ama benim aram Nurilerle iyiydi Romantiktim, duygusal Komikmişim de diyorlar Bir martının salınışındaki İnce hayaldim Ta ki martı Kafama sıçana kadar Olsun yine komiktim Az biraz Sanatçı ruhlu olduğumu da Söylemiş miydim? Çöldeyim, susuz Leyla’yı bulup çıkarmayaydı telaşım Kim bilebilirdi Bir…

  • Bir Sevdayı

    Bir sevdayı bir sevdaya katıp Yaşamak, basamak basamak Bir adımı bir sonrakinin Bir sonrakini bir öncekinin kutsiyetiyle Tutup Yükselmek, uçmak fersah fersah Lebinin nemlerini alıp Gözünün karasıyla demlemek Yemekten sonra içmek arzusuyla değil Yemek niyetine kalplere sunma dileğiyle Bir mumu Bir feneri Bir ayı Işıksızlığımın ışığı değil Esmer nurumun hürriyeti sayıp Hidayetime zul görmek Varlığımı…

  • En

    bir gecenin en karanlık vakti, şafağın sökmesinden hemen öncesiymiş. bir kabusun en korkulu yeri, uyanmadan öncesiydi en lezzetli yemeğin beşeri tanımlamalarla alakalı olmadığını kim bilebilirdi, kim bilebilirdi en leziz yemeğin umulmadık bir zamanda açlıktan ölmek üzereyken geldiğini su, su içme isteği depreştiğinde değil susadığında değil bir çölde leylayı ararken vahaların gerçek olduğunu gördüğünde lezzetliydi bitmiş…

  • Güzler ve Küller

    Sonbahar güneşi yakmazdı teni Acıtmazdı bir umudu Bir bir gidenlere tek tek selam etmezdi Vedaları incitmezdi o güneş Kavağın yek yaprağını sarartmazdı Sararacağı vardı yaprağın Düşüşünde ışık eksikti Işığı olmaya gelmişti sonbahar güneşi Bir sevdayı bir sevdaya Bir şiiri bir şiire Katarken Fuzûlî bir gayeye Nihai bir yol gösterme telaşındaydı Bir sabah serinliğinde Ya da…

  • Acemi Muharip

    Bir acemi muharipti gönlüm Karavanada vurulmuş Bir yangın yeriydi Kül olmuş bir serseri izmaritin kıvılcımında Bir taş ocağı sürgünüydüm Bile isteye anarşist olmuş gibi Değil Sol eliyle iki çay isteyen bir gariptim Sadece Hapishanenin soğuk izbeleri Kadere lanet ettirmiyordu Hummasına iyi geliyordu Gitmek istediğim yerin hayali Tatlı öpücükler müjdelemiyordu Çay içme isteğimi depreştiriyordu Sırrın sıradanlığını…

  • Hiç Kimseye

    Seviyorum seni Şehrin denize çıkmayan tozlu kaldırımlarında Dilimde protest bir şiir dolanırken Aşk şiiriyle değil Mehmet Akif’le Güzel günlerin ümidiyle sevmek kolaydır Olası kavgalarımızın çıkardığı mor damarlarda Seviyorum Seviyorum seni Bir söğüt gölgesinde leylak kokusu bekleyerek Çamura batan ayakkabılarımızı temizlerken Değil Aya bakarken sevmek Sevmek zorunda olanların işidir Göğe de bakalım ama Bir kanunsuz gibi…

  • De Gördüm

    Ölümü gördüm Dağ gibiydi, dağ başında tepegöz gibi Sağ bacağından vurulmuş tavşana döndü Dargın gitti, kendine küsmüştü Kendinin haberi yoktu Ayrılığı gördüm Onsuz yaşayamam diyen bir Mecnun’dum Sonra baktım Herkessiz ve hiçkimsesiz yaşayabilirmiş insan Ya da yaşarım Yalnızlığı gördüm Zordur dedim, sonra Steve Jobs’ın nasıl bir yalnız olduğunu gördüm Şarjım hala vardı Aldım karşıma kendimi…

  • Olmamış

    Yazmasam ölecektim Yazsam da Ölmedim Çalıların arasında Sürünmeye tecrübesiz Bir aslandım Yırtık yırtık oldum Parçalandım Bülbüllerin arasında hem de Çok güzeldiler Kıydım kendime Dokunsalar Ağlayacaktım Dokundular Ağlamadım Kördüm Avladılar Ava da gitmiyordum üstelik Halbuki avcıyı da tanımıyormuşum Elimdeki bulgurdan olurken Pirinç beklentim de Pilav sevgim de Yoktu Karşılık karşıdan gelir Dediler Muhalif oldum Düşünceler karşılıksızdır…

  • Adam

    Adamın avuçları kanıyordu Umudunu avuçlamıştı sadece Hoş umudun bir şey yaptığı Yoktu Yokluktaydı işte Bir söğüdün gölgesindeydi Sahi söğüt ağacı kaç yapraktır Yeter mi tüm söğütlerin yaprakları Her bir umuda Yok yok leylak ağacının kokusunda Leylak kokuları niye uçmaz uzağa Umudun yakında olduğunu mu söyler Uzağa gitme güzeli görmeye Yanımda kal mı der Bir rüzgar…

  • Erik Ağacı

    Erik ağaçlarının varılmazına Vardığımda İstediğimi yapma kudretiyle dolacağımı sanırdım Sanırdım… İstediğim gibi sevebilecektim Ya da öyle bir şey Hoyratça gülüşlerim olacaktı. Bir erik kopardığımda Sadece onu yemeyecek İstediğimi yiyebilmenin saadetini de Katacaktım lezzetine. Leyli bir vakitte Islığımı salacaktım sarhoş naralara O erik yendiğinde olacaktı. Yükselmek için bir kucağa Koparmak için bir çift şefkate İhtiyacım olmayacaktı…