Muharrem Ayı ve Kerbela Günü


Muharrem ayı aslında kronolojik olarak yaşanan son olayı dikkate almazsak islam takvimindeki en neşeli ay. Yalnız gelin görün ki Hicri 61 yılının 10 Muharreminde yaşanan o kötü olay bu ayı islam takviminin yas ayı yapmıştır.

O olayın, Kerbela çölünde yaşanan en büyük insanlık dramlarından biri olan Kerbela Olayı olduğunu söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama zaten bu vesileyle söylemiş olduk. Peygamber efendimizin ikinci torunu Hz. Hüseyin ve yanındaki 71 fedai Yezid tarafından katledilmiş. Üstelik katledilene kadar susuz bırakılmışlardır. O 72 kişi içinde çocukların hatta bebeklerin de olduğunu unutmamak gerek.

Olayın Gelişimi Hakkında Ufak Not

Hz. Hüseyin’in kendi hakkı olan hilafeti istemesi ve Kufe halkının Yezid zulmünden bıkarak Hz. Hüseyin’e destek mektupları yollaması Kerbela olayının hazırlayıcısı oldu. Şüphesiz ki Hz. Hüseyin başına gelecekleri biliyordu ama bu yaşananların yaşanması gerektiğini de en az yaşanacak olaylar kadar biliyordu.

Olayın seyrini merak edenler internet üzerinden araştırarak bulabilirler. Burada alıntı yaparak yazıyı uzatmak ve okumak isteyenlerin gözünü korkutmak istemiyorum.

Muharrem Ayı

  1. Hicri yılbaşı
  2. Hz. Nuh’un gemisinin demirlediği ay
  3. Hz. Musa’nın Firavun’u katlettiği ay
  4. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından kurtulduğu ay
  5. Hz. Âdem’in (a.s.) tevbesinin kabul edildiği ay
  6. Hz. Yusuf’un kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan çıkarıldığı ay
  7. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya geldiği ve semâya yükseldiği ay
  8. Hz. Davud’un (a.s.) tevbesinin kabul edildiği ay
  9. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail doğduğu ay
  10. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözlerinin görmeye başladığı ay
  11. Ve nihayet Kerbela olayının yaşandığı ay

olarak kabul edilir.

İlk paragrafta da söylediğim gibi son olayı çıkarırsak hep mutluluk veren şeyleri görüyoruz. Ama gelin görün ki İslam tarihinin en büyük peygamberinin evlatlarının başına gelen vahim şeyler bu ayı yasa bürümeye yetiyor.

Bir başka açıdan bakış
Aslında islam tarihi açısından Kerbela da diğer olaylar gibi dönüm noktası ve en az diğer olaylar kadar islama faydası olmuş bir olaytır. Kerbela sayesinde

  • Muaviye soyunun gerçek yüzü ortaya çıkmış ve zalimlikleri tescillenmiştir.
  • Peygamber evlatlarına yapılan ve Hz. Fatıma ile başlayan, Beytül Ahzan ile başlayan zalimlikler silsilesi zirveye çıkmış bu zirveye çıkış, zulümleri tarihe mal etmiş ve günümüzde bazı kimselerin ve olayların gerçek yüzünü keşfetmemizi sağlamıştır.
  • Fitne ve fesat yüzünden neredeyse yok olma noktasına gelen İslamiyet bu olayla kitleleri birleştirmiş ve islamiyete can vermiştir. Zaten bundandır ki Hz. Hüseyin islamı kanıyla suladı tabiri bu kadar popüler.
  • Ehlibeyt sevgisinin tüm islam alemince kabul edilmesi gereken bir olgu olduğunu göstermiştir. Çünkü Ehlibeyt’in islamdan başka bir şey olmadığı, Ehlibeyt’in islamın vücud bulmuş şekli olduğunu göstermiştir.

Bu 4 madde ışığında bakıldığında aslında Kerbela olayı da diğer olaylar gibi önemli ve en az onlar kadar gerekliydi.

Muharrem ve Yas

Şüphesiz Kerbela Olayı islam tarihinin en dramatik vakalarından biridir ve bu olay karşısında İslam ümmetinin yas tutmasından, bu olayın felsefesini canlı tutmak için törenler düzenlemesinden doğal ne olabilir? Yazıda hep islamiyetten bahsettim, evet bu olay tüm müslümanlar için elem vermelidir. Orada yaşananlar herhangi bir mezhebin veya tarikatın öncülerine değil bizzat alemlerin peygamberinin evlatlarına yapıldı. Bu açıdan neden bu olaya sadece Alevi ve Caferiler’in gereken önemi verdiğini anlamış değilim.

Hala Muaviye’yi hatta ve hatta Yezid’i savunanlar olduğunu görünce kahroluyorum dersem abartmış olmam sanırım. O dönemdeki haksızlıkları ve zulümleri daha net görmek için Ali Şeriati’nin Ebuzer kitabını okumanızı öneriyorum (Yalnız sağolsunlar bazı Türk yayınevleri kitabın orjinalliğini çok bozmuşlar. İki üç farklı yayınevinden çıkan aynı isimli kitap neredeyse tamamen farklı içeriğe sahip. Artık hangisi orjinale en yakındır bilemiyorum).

Muharrem ve Neşe

Elbette İslam tarihi açısından Muharrem ayında neşe veren şeyler olmuş olabilir ama bu sevinmemiz gerektiği anlamına gelmez. Kerbela gibi bir dramı bile bile bu ayda sevinmek, tatlılar dağıtmak ne kadar etik sorgulamanızı öneririm. Vakt-i zamanında Caferiler sorgulamışlar ve bu ayda sevinci, neşeyi kendilerine haram etmişler. Elbette olayın felsefesini, nedenlerini, sonuçlarını anlamadan kuru kuruya yas tutmak pek mantıklı bir davranış değil ama zamanında büyüklerin gelenek haline getirdiği hareketleri nedeniyle şimdi biz olayı sorgulayıp haklıyı haksızı düşünüyoruz.

Aşura Kutlamaları

Yine 10 Muharrem’de televizyonlarda iki dakikalık bir haber geçecek ve bunu da Aşura kutlamaları başlığı altında verecekler. Ne kadar üzücü değil mi? Orada kutlama mı yapılıyor yoksa yas törenleri düzenlenip, Huseyn’in matemine ağlanıyor mu?

Son yıllarda

Son olarak şunu dile getirmek istiyorum. Son yıllarda geçmişe nazaran Kerbela olayına daha bilinçli bakıldığını görüyorum. Hükümet de bunun üzerine düşüyor. Geçen yıl Tayyip Erdoğan‘ın Halkalı’daki törenlere katılması, daha dün Ömer Çelik‘in Kerbela hakkında Twitter’da sarfettiği cümleler ve bu yıl Diyanet İşleri’nin Kerbela için tören düzenleyecek olması gerçekten çok iyi adımlar. Umarım bu bilinçlenme süreci son sürat devam eder ve Kerbela Olayı’na sadece Caferiler tarafından değil tüm İslam alemi tarafından gereken hassasiyet gösterilir.

Dipnot: Kaldı ki yukarıda sayılan birçok olay Emevi ve Yezid soyu tarafından uydurulmuş şeylerdir. Takdir edersiniz ki amaç Muharrem ayının yasında boğulmamak için 10 Muharrem’i mutluluk veren bir gün haline getirmek. Velev ki bunlar olsaydı yine de bugün kutlanılacak bir gün değildir mesajı verilmek istenmiştir.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir