Sanat Kusuyorum : Ölü Ozanlar Derneği


Sanat değeri yüksek iki saat boyunca sıkılacağınız bir film mi arıyorsunuz? Ölü Ozanlar Derneği tam sizin için o zaman. Sanat sanat için mi yoksa sanat toplum için mi ya da boşver blog herkes için.

Nereden Başlasam Bilemedim
Öncelikle sanatla veya edebiyatla ilgisi olmayan biri değilim. Ataması yapılmayan edebiyat öğretmeniyim (siz bunu okurken -yazının üstünden fazla zaman geçmişse- ataması yapılmış bile olabilirim). Bunu belirteyim de ön yargı oluşmasın.

Film 1989 yapımlı. Dolayısıyla çok çok kalitesiz bir çekimle izledim. İki saati biraz geçik olmasına rağmen boyutu 305 mb falan hesabını siz yapın işte. Neyse efendim film 1959 yılında tek doğruları gelenek olan bir erkek kolejindeki edebiyat öğretmenini ve öğrencileriyle olan ilişkilerini anlatıyor. Tahmin edileceği üzere edebiyat öğretmenimiz bayağı idealist biri (idealistler de nedense ya edebiyatçı ya da tarihçi oluyor). Filmin seyrini artık tahmin edersiniz tutucu müdürle papaz olma daha sonra öğrencilerin klasik bir şekilde sevilen hocayı desteklemesi cart curt.

Evet klasik bir tutucu-idealist mücadelesi. Üstelik film çok ağır akıyor. Sırf filmi yarıda bırakmam gibi bir felsefem olduğu için sonuna kadar sabrettim.

Film ağır ilerlerken şiirler, şiir felsefesi ve hayata farklı açıdan nasıl bakılır tarzı sosyal mesajlar veriyor. Ha verdiği mesajların kötü olduğunu söyleyemem. Keşke herkes oradaki edebiyat öğretmeni gibi olsa da farklı nesiller yetişse. Fakat ama lakin biz bir film izliyoruz ve filmden de zihnimizi yormasını, kaliteli olmasını veya hiç olmazsa acaba bundan sonra ne olacak diye meraklandırmasını bekleriz yani! Amacımız iyi yaşam felsefesi öğrenmek veya nasıl iyi edebiyat öğretmeni olunur olsaydı gider bununla ilgili kitaplar okurduk.

Yani arkadaş okunan şiirler güzel olsa yanmam en azından bir edebi zevk derim ama o da yok. Belki güzeldir de dublaj da bozulmuştur o ayrı mesele. Söylemeden de geçemeyeceğim edebiyat öğretmenin şiir felsefesi benimkiyle aynı. Tabii filmin 1959’u anlattığını düşünürsek o zamanlar şiire bu kadar gelenek dışı bakabilmenin büyük başarı olduğunu kabul etmek gerek.

Bitirmeden önce yazı çok çok dağınık oldu ne demeye çalıştım ben bile anlamam herhalde okuyunca. Bunun için özür dilerim malum saat sabahın 6.30 u olunca kafa biraz dağınık oluyor. Bir de sanat kusmuğu içinde bir şeyler karalamak da ayrı dert tabi. IMDB puanı 7.8 olan bir film. İnsanları edebiyatçının idealistliği bir hayli etkilemiş olmalı ki bu kadar yüksek bir puan görüyoruz.

İdealist öğretmen filmlerine meraklı olanlar mutlaka izlesin. Yok siz de benim gibi film film gibi olsun. Hayat dersini zaten hayatta alıyoruz. Şöyle iki kurgu olsun, biraz merak sarsın, esprileri kaliteli olsun nihayetinde film olsun diyorsanız izlemeyin. İki saatinize yazık. İsraf günahdır malumunuz.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir