The Social Network



Bir webmaster olarak bu filmi daha yeni izlemem biraz ayıp ama nedense Facebook’a karşı hep bir ön yargım vardı. Onun için filmi de pek merak etmezdim ama geçenlerde can sıkıntısından film ararken izleyeyim bari dedim iyiki de izlemişim.

Facebook tamamen çalıntı bir sistem ve abartıldığı gibi bir şey de değil. Mark’ın oradan buradan çaldığı şeylerle oluşturulmuş. İlk olarak facemash.com’un veri tabanı oluşturulurken hack değil de öğrenci gruplarının sayfalarından öğrencilerin resimleri ufak perl ve php scriptlerle alınmış. Yani bizim şu anda bot dediğimiz betikler. Ayrıca Facemash.com’daki karşılaştırma yapan algoritma da tamamen Eduardo Saverin’a ait.

Şunu da diyebilirim ki her ne kadar Mark çalıntı değil dese de eğer Mark şu sporcu kardeşlerle karşılaşmasa aklına böyle bir şey gelmeyecekti. Tamam onların kodunu kullanmamış olabilir ama sonuçta bir yazılımcı için koddan çok fikir önemli kodu zaten kolayca yazabiliyor. Fikir çalındıktan sonra Eduardo Saverin’den alınan paralar ve sonunda kıçına tekmenin basılmak istenmesi Mark’ın biraz da bencil ve kendini beğenmiş biri olduğunu gösteriyor ki Mark’ın kendini beğenmişliği film boyunca rahatça görünüyor.

Tüm bunların yanı sıra bence Facebook’un başarısı iyi bir girişimci ve fikir adamı olan Sean Parker’a ait. Yatırımlar ayarlaması, diğer kıtalara açılma isteği ve Mark’ın ufkunu açmasıyla bence facebook.com’da %7den daha fazla hisse hakediyor. Tabii bir de thefacebook.com’dan the yı atın demesi sitenin kilit noktası. 🙂

Sonuç:

Facebook.com tamamıyla çalıntı, Mark’dan çok Eduardo Saverin ve Sean Parker’a başarısını borçlu bir sistem. Şu an harika bir yazılıma sahip olduklarını inkar edemeyiz ama ilk etapta saçma bir arkadaşlık sitesinden başka bir şey olmadığı kesin.

Tüm bunları filme dayanarak yazıyorum tabi.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir