Vekili Halk Seçsin


Tabii böyle bir başlıkla karşılaşınca hemen akla vekili kim seçiyor sorusu geliyor. Ne yazık ki vekili halk seçmiyor parti başkanları seçiyor. Olay bundan ibaret. Seçimlerden önce gerek yapılan anketler olsun gerek halkın tutumu olsun hangi ilden hangi partinin 3 aşağı 5 yukarı ne kadar vekil çıkaracağı belli oluyor. Bunun üzerine modern diktatör parti başkanlarımız ve güya parti meclisleri toplanıp adayları belirliyor ve mecliste halkı kimin temsil edeceğine karar veriyorlar.
Genellikle kodamanlar, zenginler, belirli bir statüsü olanlar vekil oluyor ve bu düzen nerdeyse 1 asırdır böyle devam edip gidiyor. Peki ben sıradan biriyim, benim vekil seçilme şansım yok mu? Bu aşamada pek mümkün görünmüyor. Ha hemen akla bağımsız adaylık geliyor. Güveniyorsan kendine git bağımsız ol da halk seni seçsin. Böylece de halka seçim hakkı doğmuş oluyor diyebiliriz ama o durum da öyle değil. Bağımsız aday seçilebilme şansı da 7000 liraya bağlanmış durumda. Bağımsız aday olabilmek için 7000 lira yatırmanız gerekiyor ki sıradan birinin 7000 lira yatırması, üstüne üstlük artık klasikleşen ve elzemleşen seçim propagandalarına( bu da ayrı bir olay ama yazıyı dağıtmayalım) para harcaması namümkün.
Oturup düşündüğün vakit bu olay demokrasinin önünde en az baraj sistemi büyük bir canavar ama ne yazık ki herhangi bir parti yetkilisinden bununla ilgili tek bir şey duyamıyoruz. Hem neden duyalım ki? Bu durum adamların işine geliyor. Partiyi istediği gibi belirleyebildikleri gibi partinin oy oranıyla temsil edileceği vekilleri de istedikleri gibi belirliyor. Bunun adı da demokrasi, cumhuriyet, halk temsili oluyor. Bugüne bugün öğrencileri temsil eden bir vekil göremedim mesela.
Kağıt üzerinde hemen hemen tüm sistemler çok güzel görünüyor ki iş uygulamaya döküldüğünde işler değişiyor. Bunun en güzel örneğini yakın tarihte SSCB’de gördük. Kağıt üzerinde 10 numara gibi duran sosyalizm uygulamaya döküldüğünde kan, ölüm, dikta rejim ve sosyalist burjuvalardan başka bir şey getirmedi halka. Hani kardeşlik, emek, özgürlük, emekçi demezler mi adama? Diyemezler valla Stalin adamın anasını beller.
Cumhuriyet de bu açıdan düşünüldüğünde ve ilk paragraflardaki açıdan bakıldığında pek farklı bir şey gibi durmuyor. Özgürlük desen şu anki haliyle yarı özgürüz. Seçme hakkı desen sınırlı seçeneklerle, dayatılmış adaylarla mevcut. Seçilme desen zaten fevkaledenin fevkinde zor bir durum.
Bunları herhangi bir partinin çerçevesinden bakarak söylemiyorum. Söylediğim genel bir durum ve sadece bir dikkat çekiş…


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir