Rina


Şu sıralar nedenini anlamadığım bir yorgunluk hali var üzerimde. Mevsim değişikliğinden midir, boşluk psikolojisinden midir anlamıyorum. Çok uyuyorum bitkin oluyorum çok uykuya bağlıyorum. Az uyuyorum aynı şekil bu kez az uykuya bağlıyorum. E yorgun olunca da çay eşliğinde film izleme iyi oluyor. Ne izlesem ne izlesem arayışı içerisindeyken Rina filmini buldum. Aslında pek Türk filmi izlemem ama bu seferlik alışkanlığımızı bozalım dedik.

Film durağan başlıyor. Hani eskiden mahalle dizileri olurdu ya sıradan kişiler, kişilikler, olaylar konu edinirdi. Aynı o tarz ama bir farkı samimiyeti ve realiteyi vermeyi başarmış film. Olaylar, aşklar, kaçamaklar tam da benim hayatım dedirten tarzdan. Aslına bakarsanız durağan giden film öyle pek de hareketlenmiyor. Aynı tarzda sonuna kadar gidiyor (Merak edenler için bir parantez açalım film 90 dakika civarı). Filmden öyle ahım şahım bir olay beklemeyin. Aşk – dostluk – hayal üçgeninde ilerliyor film.

Dostluğu çok güzel işlemiş. Samimiyeti özellikle. Hatta dostluğu bitiren şeyleri de. 🙂 Manita bulma, kariyer hayali… Biz de zamanında kız arkadaş yapınca az satmadık hani dostlarımızı. Neyse konuyu bulandırmayalım. :):)

Olay
Yukarıda belirttiğim gibi ortada bir olay yok gibi. 3 kafadar arkadaşın fabrika kurma hayalini ve bu arkadaşlardan ikisinin aşklarını anlatıyor. Yalnız Ali’nin aşkı fazla oldu bittiye geldi gibi. Hiçbir şey anlamadım (Özellikle o Romeo – Juliet sahnesinin mantığını hala çözebilmiş değilim).

Kurgu
E olay eften püften olunca kurgudan da fazla bir şey beklememek gerekiyor dolayısıyla.

Replikler
İşte zurnanın zırt dediği yer replikler! Film uzuuun bir süre unutulmayacak kadar kalitede replikler barındırıyor. Sırf bu replikler için bile 90 dakika izlenir. Zaten birkaç replik ve bir Erdal Tosun’un bir videosu nette de dolanıyor. Beğendiğim birkaç repliği not almıştım.

  • Kim lan bu orospu çocuğu*
  • Ben ona para harcıyorum, o benim başımı döndürüyor, eeee ne farkı kaldı kadınlardan? (Erdal Tosun şarap için)
  • Vedalaşmak kalana değil asıl gidene koyar.
  • Ne olmuş yani büyük adam olamadıysak hayallerimizi satmadık ya…

Kısa Kısa Beğeniler

  • Küfür dozunda bırakılmış. Ne çok abartılmış ne de gerçek hayattan uzaklaşacak kadar küfürden kaçınılmış.
  • Erdal Tosun çok harika iş çıkarmış. Karakteri filmde gereksiz gibi görünse de filmin şarap unsurunu tamamlamış. Tabi sohbetlerin çekiciliğini saymıyorum bile.
  • Baba – Oğul, Kuşak, Mantık – Risk çatışması güzel işlenmiş.
  • Filmin sonu iyi, fabrikayı kurmuş olsalardı “haddi be!” derdim yani.

Kısa Kısa Eleştiriler

  • Perizat abartı bir karakter gibi geldi. Biraz dozunda bırakılmalıydı bence.
  • Evlenen çiftler filmin başında çok yer tuttu ama olayın onlarla uzaktan yakından alakası yoktu. Bir anda yok oldular.
  • Erkan’ın şair delikanlılığı fazla abartılmış.
  • Şarap olayı gençler için ters başka bir şey üzerinden hayal kurulabilirdi.

Sonuç Olarak
İzlemek için çoook güzel bir film bulamadıysanız ve hala film arayışındaysanız izlenebilecek güzel bir gençlik – yaz filmi. Benim puanım 10 üzerinden 5.5.
Bir de bahsettiğim videoyu koyayım da tam olsun:

* Aslına bakarsanız çok basit bir şey ama angutun biri çıkar da sevdiğimiz kızı elimizden alır ya dostlarımızla muhabbet ederiz ve anguta karşı lügatimizde küfürleri sıralarız. Bu cümle de öyle bir olay üzerine denilmiş. Nedendir bilinmez, acayip hoşuma gitti.


“Rina” için 2 yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir